KIYÂMET
Muhterem cemaat! Kâinâtta bulunan her şey bir gün altüst olup bütün insanlar ve diğer canlılar ölecek, ardından ölen tüm insanlar yeniden dirilecektir. İşte bu duruma kıyâmet denmektedir. Kıyâmet, ahiret hayatının başlangıcıdır. Kıyâmetin peşinden gelecek olan, Hesap, Mizan, Cennet veya Cehennem ahiret hayatının devamını oluşturur. Bu nedenle âhiret inancı, Kıyâmet ve onun peşinden gerçekleşecek olayların hepsine birden inanmayı kapsar. Kıymetli müminler! Kur'an'ı Kerîm'de kıyâmetin kesin olarak gerçekleşeceği[1], bu konuda herhangi bir şüphenin söz konusu olmadığı[2], ansızın gelip çatacağı[3] ifade edilmektedir. Ancak, kıyâmetin zamanı konusunda Allah'tan başka hiç kimsenin bilgisinin olmadığı hatırlatılmaktadır[4]. Nitekim Kur'an'da kıyametin zamanı konusunda Peygamberimiz'e yöneltilen sorularla ilgili olarak şöyle buyurulmaktadır: "Sana, kıyâmet'in ne zaman kopacağını soruyorlar. Sen onu nereden bileceksin! Onun bilgisi varıp Allah'a dayanır"[5]. Yine Cebrail'in "kıyâmetin ne zaman kopacağı" şeklindeki sorusuna Peygamberimiz'in "Kendisine sorulan sorandan daha bilgili değildir"[6] şeklindeki cevabı da bu konuda Peygamberlerin dahi bilgi sahibi olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. O halde günümüzde kıyâmetin ne zaman gerçekleşeceği ile ilgili yorum ve tahminlerin bir anlam taşımadığını söyleyebiliriz. Muhterem müslümanlar! Kıyâmet iki safhada gerçekleşecektir. Kur'an'ı Kerim'in ifadesiyle, Sûr'a ilk defa üflenince[7] şiddetli bir sarsıntı meydana gelecek, bunun etkisiyle gök yarılacak, yıldızlar saçılacak, denizler kaynayıp fışkırtılacak[8]; gök erimiş maden gibi ve dağlar atılmış yün gibi olacaktır[9]. Emzikli kadınlar emzirdiği çocuklardan vazgeçecek, hamile kadınlar karnındaki çocuğu düşürecek, insanlar sarhoş olmadığı halde sarhoş gibi görüneceklerdir[10] Gözler dehşetten kamaşacak, ay tutulacak, güneş ve ay kararacak, insanlar sığınacak bir yer bulamayacaktır[11]. Kıyâmet'in Allah'ın diledikleri hariç göklerde ve yerdeki bütün canlıların öleceği bu ilk safhasının ardından Sûr'a ikinci defa üflenmesiyle ikinci safhası başlayacak ve tüm insanlar yeniden dirileceklerdir[12]. Bütün insanların tâbî oldukları kişilerle birlikte çağrılacağı[13] o günde, insanlar gözleri düşmüş bir halde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkıp davetçiye doğru koşacaklardır. Bu arada kâfirler "bu zor bir gün" diyerek korkularını dile getireceklerdir[14]. 0 gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacaktır. Çünkü o gün herkesin kendini meşgul edecek bir işi olacaktır. O gün dünyada Rabbinin rızasına göre yaşayanların yüzleri parlayacak, gülecek ve sevinçli olacaklardır. Kâfirlerin ve günaha dalanların yüzlerini ise toz toprak içinde kalmışçasına siyahlık bürüyecektir[15]. Kıymetli müminler! İnsanların dünyadaki davranışlarına göre değerlendirilip, Cennet'e veya Cehennem'e gönderileceği kıyamet gününde, yüzlerimizin parlak ve sevinçli olması için yaşantımızı tekrar gözden geçirelim. Unutmayalım ki o gün dünyada işlendiğimiz hiçbir ayrıntı değerlendirme dışı tutulmayacaktır. Hutbemizi bu durumu ifade eden bir ayet meali ile bitirelim. "(O gün) (amellerin yazılı olduğu) kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. "Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!" derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Rabbin hiç kimseye zulmetmez"[16]. [1]Hicr, 15/85. [2]Hac, 22/7. [3] A'raf, 7/187. [4]Lokman, 31/34; A'raf, 7/187. [5]Nâziât, 79/42-44. [6]Buhârî, İmân, 37. [7] Zümer, 39/68. [8] İnfitâr, 82/14-. [9]Me'âric, 70/8-9. [10] Hac, 22/1-2. [11]Kıyame, 75/6-12. [12]Zümer, 39/68. [13]İsra, 17/71. [14]Kamer, 54/7-8. [15]Abese, 80/34-42. [16] Kehf, 18/49.