AMELLERDE İYİ NİYET VE İHLAS
Muhterem Müslümanlar
İbadet, yaratılışın gayesi, Yüce Allah'a saygı ve bağlılığın açık bir göstergesidir. İbadetlerin makbul olması, usulüne uygun olarak, sırf Allah'ın rızası gözetilerek yapılmasına bağlıdır. "Temizlenmek için malını hayra veren Allah'a karşı gelmekten en çok sakınan kimse o ateşten uzak tutulacaktır. O hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (yaptığı iyiliği) ancak yüce rabbinin rızasını istediği için (yapar). Elbette kendisi de hoşnut olacaktır"(1) ayetleriyle, sadece Allah'ın rızası gözetilerek yapılan amellerin kabul edileceğine dikkat çekilmiştir. Hz. Peygamber de "şüphesiz Allah, kendi rızası gözetilerek yapılan amellerden başkasını kabul etmez"(2) sözleriyle, dünyevî çıkar ve beklentilerin kuşattığı amellerin kabul edilmeyeceğini vurgulamışlardır. Kur'ân-ı Kerim'de, Peygamberlerin tebliğ görevlerini derin bir ihlâs ve samimiyet içerisinde yerine getirdikleri ve insanlardan hiçbir karşılık beklemedikleri, ümmetlerine söyledikleri şu ortak sözlerle dile getirilmektedir: "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatımı verecek olan, ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'tır"(3)
Aziz Mü'minler!
Niyet, söz ve fiilleri ibadete çevirir, ihlâs bulunmayan şeklî bir ibadet ise kişiye bir şey kazandırmaz, işte bu yüzden, İslâm dini, niyete büyük önem vermiş, sevgili Peygamberimiz de amellerin gerçek değerinin niyete bağlı olduğunu bildirmişlerdir.(4)
Peygamber Efendimiz Tebük savaşı dönüşünde şöyle buyurmuştur: "Medine'de bizimle birlikte savaşa katılamayan öyle kişiler vardır ki, onlar bizimle birlikte savaşıyormuş gibi sevap kazandılar. Çünkü onları birtakım mazeretleri alıkoymuştur."(5) Öte yandan, ihlastan yoksun olarak ibadet edenler: "Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar."(6) ifadeleriyle ağır bir dille uyarılmışlardır.
Değerli Mü'minler!
Gösteriş, amelleri boşa çıkaran, manevî bir hastalıktır. Yüce Allah bu gerçeği şöyle dile getirmektedir: "Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun d/ye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. (Böyleleri iyiliklerinin karşılığını göremezler). Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez."(7)
Muhterem Mü'minler!
İbadetlerin ancak, ihlâsla değer kazanacağını ve yapılan her meşru işin, iyi niyetle ibadete dönüşeceğini unutmayalım. Aile hayatımızda, iş çevremizde ve sosyal ilişkilerimizde daima iyi niyetli olmaya ve yaptığımız her işte Allah'ın rızasını gözetmeye gayret edelim.
Hutbemizi bir hadis mealiyle noktalayalım: "Allah sizin kalıbınıza ve suretinize değil, kalbinize bakar."(8)
Yüksel SALMAN
Kurul Uzmanı
______________________
1. Leyl, 18-21.
2. Nesai, Cihad, 24. Ahmet b. Hanbel, IV, 126.
3. eş-Şuarâ, 26/109, 127, 145, 164, 180.
4. Buhari, Bed'ül-vahy 1. Müslim, İmâret, 155.
5. Buharî, Megâzî, 81. Cihâd, 35. Ayrıca bk. Ebû Davûd, Cihâd 19. İbni Mâce, Cihad, 6.
6. Mâûn, 4-6.
7. Bakara, 264.
8. Müslim, Birr, 33.