HACCI ANLAMAK
Muhterem Mü'minler!
Hac mevsiminin başlamasıyla binlerce vatandaşımız yakınlarıyla birlikte büyük bir heyecan yaşamaktadır. Bu heyecan; mukaddes yolculuğa yaklaşmanın müjdesidir.
Hac İslam'ın temel esaslarından biri olup, imkânı olan Müslümanların Ka'be'yi ve civarındaki kutsal yerleri, belirli vakitlerde usulüne uygun olarak ziyaret etmesi ve belli dinî görevleri yerine getirmesidir. Erkek, kadın şartlarını taşıyan her Müslüman'ın ömründe bir defa haccetmesi farzdır.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de: "Gücü yetip de, ulaşabilen insana Allah için Beytullah'ı (Kabeyi) haccetmesi gereklidir"(1) buyurmaktadır.
Değerli Kardeşlerim!
Hac; dilleri, kültürleri, renkleri, ırkları, ülkeleri, sosyal ve ekonomik durumları farklı hedefleri bir olan milyonlarca müslümanın ilahi aşkla bir araya gelmesi, birlikte Allah'a yönelmesidir...
Hac, Allah'a ve onun gösterdiği hedeflere yürüyüştür. Hz. Âdem'den itibaren peygamberlerin ve Hz. İbrahim'in hatırasını benliğimizde yaşamaktır. İlahi vahyin beşiğini, Hz. peygamberin tebliğini ve tevhid mücadelesini yakından tanımak, tarihle bütünleşmek, bir buçuk milyarlık İslam dünyasından bu topraklara davet edilen sınırlı sayıdaki temsilciden biri olmanın hazzını ve sorumluluğunu omuzlarımızda hissetmektir.
Hac; dünyanın dört bir tarafından gelen mü'minlerin birbiriyle tanışmaları, kaynaşmaları ve dertlerini paylaşmalarıdır...
Hac ; iman ve ibadet bilincinin derinleştiği, din kardeşliğinin duygu ve davranışlara yansıdığı, İslâm dinine mensup olmanın gurur ve heyecanın, sabır ve hoşgörünün, yalnızlığın, mahşer duygusunun iç içe yaşandığı müstesna bir zamandır.
Hac, bir Müslüman'ın, malını Allah rızası için feda edebileceğini gösteren büyük bir kulluk göstergesidir. Günlük elbiselerini çıkararak ihrama giren bir Mümin, dünyanın geçici olduğunu, makam, mevki gibi bütün varlığını burada bırakacağını, ahirete sadece kefenle gideceğini yaşayarak hisseder. Manevi duyguları doruk noktasına ulaşır. Diğer bütün Müminlerle birlikte, hep bir ağızdan; "Lebbeyk, Allahümme lebbeyk!" ""Buyur Allahım! Emrine amadeyim Allahım! Senin eşin ve benzerin yoktur. Emret Allahım! Her türlü övgü, sana mahsustur. Nimet de senin, mülk de senin. Senin eşin ve benzerin yoktur."" diyerek "Telbiye"yi okur. Yüce Rabbinden af ve mağfiret diler. Aynı şekilde Kâbe'yi tavaf ederken, Arafat'ta vakfe yaparken kendisi, aile fertleri ve bütün Müslümanlar için dua eder. İşte bu coşku ve heyecanla gözlerden akan yaşlar, günahlara keffaret, ruhlara şifa olur.
Muhterem Mü'minler!
Hac ibadeti, bize yeni bir kulluk şuuru kazandırıp hayatımızda yeni ve güzel bir sayfa açmalıdır. Hutbemizi Peygamber Efendimizin şu hadis-i şerifleriyle bitirelim:
"Kim Allah için hacceder kötü söz ve davranışlardan sakınırsa (kul hakları hariç) annesinden doğduğu gün gibi (temiz ve günahlarından arınmış olarak evine) döner"(2)
"Allah katında makbul haccın karşılığı ancak cennettir"(3)
Dr. Ömer MENEKŞE
Din İşl. Yüksek Krl. Uzmanı
_________________
1. Âl-i İmran, 3/97.
2. Müslim, Hacc, 436.
3. Buhari, Umre, 1. Müslim, Hacc, 437.