İMANIN VE İNANMANIN İBADET AÇISINDAN DEĞERİ
İMANIN VE İNANMANIN İBADET AÇISINDAN DEĞERİ
Aziz Mü'minler!
İslamî hükümleri, iman, ibadet ve ahlâk olmak üzere üç ana bölümde toplamak mümkündür. Bu bölümlerden her birinin diğerleri ile de yakın ilgisi vardır.
İnsanın ilk görevi; Allah'ın varlığını ve birliğini bilip tasdik etmek ve O'na ibadette bulunmaktır. İbadet, kalpteki imanın alâmeti, kalbin nuru, ruhun kuvveti, malın ve bedenin temizliğidir. Mü'min, bu sayede O'nun manevi huzuruna yükselir. Bu, mü'min için büyük bir şereftir.
İbadet, insan fıtratı ve yaradılışındaki gayenin bir icabıdır. Nitekim bir âyet-i kerimede Cenab-ı Hak şöyle buyurur: "Ben cinleri ve insanları ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım."(1) Bu âyet-i celile; insanoğlunun en büyük görevinin Yüce Allah'a kulluk etmek olduğunu bildirmektedir. Namaz, oruç, hac ve zekât gibi ibadetler yanında, mü'minin her meşru faaliyeti, Dinimize göre genel anlamda ibadet olarak değerlendirilmiştir. Sadaka ibadettir. Yerinde söylenmiş güzel söz ibadettir. Helalinden kazanmak için çalışmak ve dürüst alışverişte bulunmak ibadet değerinde olan işlerdir. İbadetler, âyet-i kerimede ifade edildiği gibi Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılır.
Değerli Mü'minler!
İnanarak ibadet edenlerin derecelerini ve hak edecekleri mükâfatları Cenab-ı Hak Enfal Suresin'de şöyle bildiriyor: "Mü'minler ancak, o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O'nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman bu onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçekten Mü'münlerdir. Onlara, Rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır."(2)
Aziz Mü'minler!
Amelden mahrum bir iman, sönme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Her türlü fitneden, pişmanlık veren olaylardan, ihtiraslardan ve kötülükden imanın korunması gerekir. Bunun için, dünya ve ahiret mutluluğuna sebep olan imanın, iyi amel ve ibadetlerle beslenmesi lazımdır.
İbadetler aynı zamanda nimetlere şükürdür. Hz. Aişe validemizin naklettiği şu hadis-i şerifi dikkatlerinize arzederim. O şöyle buyurmuştur: "Nebiyyi muhterem (s.a.s.) efendimiz mübarek ayakları şişinceye kadar geceleyin ibadet ederdi. Bunun üzerine: Ya Rasulallah! Geçmişte ve gelecekteki günahların mağfiret olunduğu halde niçin böyle yapıyorsun? Dedim. Rabbime şükreden bir kul olmayayım mı? Buyurdu."(3)
Kıymetli Müslümanlar!
İslam'ın aslı iman, hedefi güzel ahlaktır. İbadetler bir taraftan imanı koruyup kemale eriştirirken; öbür taraftan da ahlakın güzelleşmesini sağlar. Bu sebeple, ibadetsiz bir iman; dalları budakları kesilmiş, güzelliği kaybolmuş, kurumaya terkedilmiş bir ağaç gibidir.
Hutbemizi Meryem Suresi'nin 65. âyet-i kerimesinin meâli ile bitirmek istiyorum: "Allah; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Şu halde, O'na ibadet etmede sabırlı ol."(4)
Komisyon
___________________________
1 Zariyat:51/56
2 Enfal:8/2-4
3 Riyaz-üs-Salihin C.1,s.135
4 Meryem:19/65