| 
	
 
 Zalim bir vali vardı. Bu vali bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri'ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri'nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları geldi ve hışımla:     - Hasan Basri'yi (r.a.) gördün mü? diye sordular.     O gayet sakin:     - Evet, dedi.     - Nerede?     - İşte şu kulübemde...     Adamlar kulübeye daldı, fakat bir türlü Hasan Basri Hazretleri'ni bulamadılar. Dışarı çıkınca tehdit edip:     - Ya şeyh, niçin yalan söylüyorsun? dediler.     - Ben yalan söylemedim, dedi. Siz göremedinizse, benim suçum ne?     Tekrar girdi, aradı, fakat bulamadılar. Onlar gidince, Hasan Basri Hazretleri:     - Ey Habib! Biliyorum ki Rabb'im senin hürmetine beni onlara göstermedi. Fakat yerimi niçin söyledin, hocalık hakkı yok mudur? dedi.     Hazreti Habib mahcub bir şekilde:     - Ey Üstadım! Sizi bulamamaları benim hürmetime değil, doğru söylediğimizdendir. Çünkü bilirsiniz ki, Doğruların yardımcısı Allah'tır. Eğer yalan söyleseydim, sizi de beni de götürürlerdi, dedi. 
* * * 
   Tevil yapmaya, bir zalimin elinden bir mazlumu kurtarmak için, yalan söylemeye ruhsatın olduğu yerler olsa bile, efdal olan, eğer Habib-i Acemi Hazretleri gibi bir teslimiyetiniz varsa, doğruyu söylemektir.
  
  
  
  -------------   <font color=RED>“Bilginin elde edilmesi... bizi iyiye ulaştıracaktır.”[/COLOR]
  
          |