“Benim tek derdim, evladıma okumayı sevdirmek!”
diye düşünen bir baba. Evladının okulda ki zayıf dersleri için fırça
atmak bir yana, sert bir bakış bile göstermemiş bu baba. Buna rağmen
zayıf dersleri yok evlatlarının. Olsa da dert etmeyeceğini söylüyor.
Evlatlarına
okuma alışkanlığı kazandırmak için birçok yöntem denemiş. Her sene yeni
bir yöntem kullanarak, evlatlarına kitapları sevdirmeye çalışıyor.
Bazen hediye paketleri içinde kitap veriyor. Bazen kitapçıya götürüp
istediklerini alıyor evlatlarının. Bazen okullarına, hediye paketinde
postayla kitap gönderiyor. Kitabın ilk sayfasına onları çok sevdiğini
belirten cümleler yazıyor.
Evde
her gün mutlaka “okuma saati” yapıyor. Çocuklar olmadığı zaman, ne
kadar kitap okumuş olursa olsun, onların yanında da mutlaka okuyor. “Çocuklar babalarının elinde kitabı mutlaka görmeli!” diye düşünüyor.
Çocukların okuyacağı her kitabın, onların kişilik ve karakterlerini işleyen bir ilmik
olduğunun bilincinde bir baba... Kendi tarihinden, kültüründen, ahlaki
değerlerinden mesajlar olan kitapları, özellikle seçmeye çalışıyor.
Okumaktan
soğudukları zaman yeni bir yöntemler düşünmeye başlıyor. Evladı cep
telefonu için kontör istemeye başlayınca, bitirdiği her kitap için elli
kontör alacağını söylüyor. Bazı kitaplar için kontörü peşin yüklüyor,
bazılarını kitap bitince alıyor.
Peygamberler
tarihini okutmaya karar verince, önce yaşlarına uygun anlatan kitap
serisini araştırıyor. Hz. Adem’in hayatından başlıyor çocuk okumaya.
O
akşam, baba ve evladı yan yana okuyorlar. Baba, göz ucuyla evladını
süzüyor. Evladının elinde kitap görmek, babayı çok mutlu ediyor.
Çocuk,
Hz. Adem’in hayatını okurken babaya sürekli sorular soruyor. Hz.
Adem’in yaratılışından, şeytanın varlığına kadar birçok soru. Ancak
çocuğun sorduğu sorular bazen babayı zor durumda bırakıyor.
Çocuğun
sorduğu birçok soruya baba cevap vermeye çalışıyor. Çocuk aldığı bazı
cevaplardan hiçte tatmin olmuyor. Babasına itiraz ederken, “Ama saçma
değil mi baba?” gibi tepkiler de veriyor. Bu tepkileri alan baba,
evladına doyurucu cevaplar veremediği için üzülüyor.
Çocuk: “Ama şeytan haklı baba! Ateş, topraktan üstün değil mi?” diye bir soru soruyor çocuk.
Baba: “Evladım!
Şeytanın cezalandırılmasının sebebi, ortaya attığı iddianın doğru veya
yanlış olması değil. Allah isteseydi, insanı ateşten, şeytanı topraktan
yaratabilirdi. Şeytan, üstünlüğünün başkasına (insana) verilmesini
istemediği için itiraz ediyor. Daha da önemlisi, cennet gibi bir
mucizenin içerisinde yaşarken, her tarafta yaratıcının güzellikleri
varken bile, Allah’a itiraz etmiş olmasıdır.
Önemli olan ateşin topraktan üstün olması değil, topraktan yaratılan insana Allah’ın yüklediği değerdir. Mesela Allah’ın evi olarak sevdiğimiz Kabe, bir taş parçasıdır. Ancak bizim için önemli olan, Kabe’ye Allah’ın verdiği değerdir.”
Konu Hz. Adem’in ve şeytanın cennetten kovulmasına geliyor. Hz. Adem’de kovuldu cennetten Şeytan’da. Çocuk bu konuya takılıyor.
“Baba Hz. Adem şimdi cennete mi, yoksa işlediği günah yüzünden cehennemde mi?” diye soruyor çocuk.
Baba: “Hz. Adem Cennette yavrum!” diye cevap veriyor.
Çocuk susuyor ve okumaya devam ediyor. Birkaç dakika sonra tekrar babasına dönüyor.
“Baba, şeytan cennete girecek mi?” diye soruyor.
Baba: “Hayır kızım! Şeytan ebediyen cehennem de kalacak!” diye cevap veriyor.
Bu sefer çocuk öyle bir cevap veriyor ki, baba yutkunuyor.
“Ama baba bu haksızlık değil mi?” diye itiraz ediyor çocuk.
Baba “Niye haksızlık olsun yavrum!”
Çocuk: “Bak
şimdi baba! Hz. Adem ve Hz. Havva, yasak olduğu halde elmadan yemişler.
Allah’ta onları cennetten kovmuş. Şeytan’da Allah’ın insanın
yaratılmasına isyan ettiği için lanetlenmiş ve cennetten kovulmuş. Şeytan da hata yapmış Hz. Adem ‘de. Şimdi, Hz. Adem cennete gittiği halde, Şeytan niye affedilip cennete gidemiyor” diye sormuş.
Evladından hiç beklemediği bu soruyu duyan baba şaşırmış. “Çok güzel bir soru sordun yavrum!” demiş önce.
Daha birkaç gün önce, Kuran tefsiri okurken, aynı konuyu okuduğuiçin, baba çok doyurucu bir cevap vermiş.
“Bak yavrum! Söylediğin şey kesinlikle doğru… Yani Hz. Adem de hata yaptı Şeytan da. İkisi de günah işledi. Ancak birinsin cennette, diğerinin ebedi cehennemde olmasının sebebi işledikleri günah değildir. Hz. Adem işlediği günahın, yaptığı hatanın farkına varmış ve Allah’tan af dilemiştir. Yani özür dilemiş. Şeytan yaptığı hatadan pişman olmadığı gibi, hatasında ısrar etmiştir.
Yani
Allah (cc) bize bu olay vasıtasıyla diyor ki; “Ey kullarım! Bir hata
yaptığınız da, bir günah işlediğiniz de, dedeniz Hz. Adem gibi pişman olur af dilerseniz, ben sizi affederim. Ancak Şeytan gibi hatanızda ısrar ve inat ederseniz, ebedi cehennem azabıyla sizi cezalandırırım.”
Evladına
bu açıklamayı yaptıktan sonra okuduğu Kuran tefsirinden, konuyla
ilgili, daha birkaç gün önce altını çizdiği cümleyi evladına gösteriyor
baba. “Hata yapıp günah işlediğiniz zaman Hz. Adem gibi pişman olur tövbe ederseniz, adam olursunuz. Şeytan gibi ısrar ederseniz, iblis olursunuz.”
Bu cevabı alan çocuk: “Şimdi anladım baba!” diyor.
Çocuk aldığı cevapla rahatlıyor, baba da evladının kafasında soru işareti bırakmadığı için mutlu oluyor.
Okuma saatini bittikten sonra baba şunu düşünüyor. “Ben, evladıma doyurucu bir cevap veremeseydim, avladım Allah’ın adaletinden bile şüphe etmeye başlayacaktı.”
* * * * * *
Evlatlarınız size, “Ama şeytan haklı baba!”
gibi zor sorular sorduğu zaman cevap veremeseniz, evlatlarınızın içinde
şüphe tohumları oluşmaya başlar. Bu şüphe tohumlarının oluşmaması /
büyümememsi için önce anne babaların okumaya / öğrenmeye devam etmesi
gerek.
Çünkü
şeytan çocuklarınızı da rahat bırakmaz. Şeytan, sizi yoldan
çıkartamazsa, çocuklarınızı yoldan çıkartarak, sizin de yolunuzu
şaşırmanızı ister.
Hem kendinizi hem evlatlarınızı, bilgi kalkanıyla, şeytanın şerrinden koruyun.
-------------
|