Diyanetin 213 soruya verdiği cevaplar - 6.Bölüm |
Post Reply |
Author | |
kral
Administrator Joined: 08-03-2006 Status: Offline Points: 1323 |
Post Options
Thanks(0)
Posted: 01-03-2009 at 18:32 |
126- Avrupa'da veya başka bir yerde kurbanını dağıtacak bir fakir bulamayan kimse vekalet yoluyla kurbanını memleketinde kestirebilir mi?
Dinimize göre kurban, zekat, fıtır sadakası, keffaret gibi malî ibadetlerin ifasında başkasına vekalet vermek caizdir. Buna göre kendisine kurban vacip olan bir kimse, kurbanını bizzat kendisi kesebileceği gibi, vekalet yoluyla memleketinde veya başka bir yerde de kestirebilir. 127- Ev veya araba aldığımız zaman kurban kesmek gerekir mi? Bir diğer husus daha vardır ki; "Sadaka belaların def'ine vesile olur." Böyle bir nimetten dolayı kurban kesip tasadduk etmenin (fakirlere dağıtmanın) muhtemel bir takım kaza ve belaların def'ine vesile olacağı da umulur. 128- Hayvanın daha iyi ve sağlıklı gelişmesi için kuyruğu kesilen koyun kurban edilir mi? 129- Kimin kestiği yenir, kimin kestiği yenmez? Ateşe, güneşe, yıldızlara, puta tapanların dinden çıkanların, din ve Allah tanımayanların kestikleri yenmez. 130- Türbelere adak yapmak caiz midir? Allah rızasını kazanmak düşüncesi olmaksızın adakta bulunmak doğru olmadığı gibi bazı türbe ve ölüler için yapılan veya türbelere mum ve kandil yağı almak gibi adaklar da batıl ve haramdır. Çünkü adak bir manada ibadettir. ibadet ise, sade-ce Allah'a yapılır. Bu itibarla kullardan, özellikle de ölülerden birine adakta bulunulması caiz değildir. Zira ölüler için hiçbir şeye malik olmadıkları gibi, tasarruf yetkisinden de mahrumdur. Mamafih bir kimse falan işim olursa şu türbede Allah için bir kurban keseceğim der de o işi de olursa, o kurbanı herhangi bir yerde kesmesi yeterlidir, o türbeye gitmesine gerek yoktur. 131-Yemin çeşitleri ve hükümleri nelerdir? a) Yemin-i Lağıv: Yanlışlıkla veya doğru zannıyla yalan yere yapılan yemindir. Bu çeşit yeminden dolayı keffaret gerekmez. Allah'ın affı ve bağışlaması umulur. b) Yemin-i Gamus: Bile bile yalan yere yapılan yemindir. Yalan yeminler çok büyük günahtır. Bunun bağışlanması için kefareti yoktur. Ancak tövbe ve istiğfar etmek, hakkı zayi olan varsa ondan da helallik almak gerekir. imam Şafi'ye göre ayrıca kefaret de gerekir. c)Yemin-i Mün'akide: Mümkün olan ve geleceğe ait bulunan bir şey hususunda yapılan yemin-dir. Böyle bir yemine riayet vaciptir. Ancak riayet edildiğinde umumun zararı sözkonusu ise, o takdirde yemine riayet edilmeyip bozulur ve kefareti ödenir. Ayrıca, Cenab-ı Hak’an af dilenir. Yemin kefareti, on fakiri sabah akşam günde iki öğün doyurmak yahut bir fıtır sadakası miktarından az olmamak üzere, yiyecek bedelini kendilerine vermek veya on fakiri giydirmektir. Bunlar dan birini yapmaya gücü yetmeyenler ise, yemin kefareti olarak, ardarda üç gün oruç tutarlar. 132- Nişanlanmanın hükmü nedir? Nişanlıların beraberce gezmesi caiz midir? Erkek evlenmeyi düşündüğü kadına bakabilir. Bir hadiste: "Ona bak, zira bakmak evliliğin uyumlu olmasını temin eder" buyrulmakla, daha sonra çıkabilecek tatsızlıklar başından önlenmektedir. (İbn-i Mace, Tirmizi) 133- Kişi evleneceği hanımı ne ölçüde görebilir? Alimler, evlenecek erkeğin evleneceği kızın eline, yüzüne ve ayaklarına bakabileceğini, ayrıca bir kadın göndererek onu nitelikleriyle yakından tanımaya çalışabileceğini söylemişlerdir. 134- Kız ebeveyninden izinsiz evlenebilir mi? Küfüv ne demektir? Erginlik çağına gelmiş bir kızın kendisine denk biriyle evlenmeye karar verme hakkı vardır. Veli-sinin izni şart değildir. Ancak bir hanım kızın veli-sinin iznini almadan böyle önemli bir konuda tek başına karar vermesi, uygun bir davranış sayılmaz. Ana-babanın hayat tecrübelerinden istifade etmesi daha hayırlı olur. Küfüv; bir erkeğin evleneceği kadınla sosyal, ekonomik ve kültürel konularda denk olması demektir. Erkeğin kadından ya daha üstün ya da en az onun seviyesinde olması, ileride çıkabilecek muhtemel huzursuzlukların önlenmesi bakımından, faydalı görülmüştür. 135- Avrupa'da işçi olmak için, geçici olarak gayr-ı müslim bir kadınla evlenmenin hükmü nedir? Ayrıca, bu tür düşüncelerle yapılan evlilikler, çoğu zaman kurulu olan birçok ailenin dağılmasına ve meşru şekilde, evli olan eş ve çocukların mağduriyetine yol açmaktadır. Bu itibarla, maddî bir menfaat elde etmek için ve söz konusu menfaati elde etme süresine bağlı olarak yapılan nikah geçersiz ve bu yolla gerçekleşen evlilik gayr-ı meşru olup her Müslümanın bundan kesinlikle sakınması gerekmektedir. 136- Müslüman olan bir kadının gayr-i müslim bir erkekle evlenmesi caiz midir? 137- Sinirli iken karısını boşayanın durumu nedir? 138- Bir çıkar için mahkeme kararı ile boşanan eşler, dinen de boş sayılır mı? 139- Mahkemece boşananlar kaç talakla boşanmış olurlar? 140- İlmen hamile olmadığı tespit edilen bir kadının iddet beklemesi gerekir mi? 141- Namaz kılmayan kadını boşamak gerekir mi? 142- Yurtdışında uzun süre kalan bir kişi evine dönüp eşine kavuşunca nikah tazelemesi gerekir mi? 1- Dinden çıkıp tekrar İslam'a girince, 2- Bain talakla boşama durumunda. Bu itibarla, bir kimsenin eşinden uzun süre ayrı kalması sebebiyle nikahı bozulmaz ve eşinin yanına döndüğünde yeniden nikah yapılması gerekmez. 143- Bir kaç kadınla evlenmeyi nasıl izah edebilirsiniz? 144- Anne uyurken yanlışlıkla çocuğunu ezerek ölümüne sebep olursa, dinî hükümlere göre cezası nedir? 145- Anne ve baba çocukların gelirine el koyabilir mi? 146- Ebeveyn evlatlarını red edebilir mi? 147- Kadın, ayyaş kocanın cebinden para alabilir mi? 148- İslam'ın emirlerini yerine getirmeyen kocanın kazancı ev halkına helal midir? Kişinin ibadetler gibi Allah'a karşı mükellef olduğu görevlerini yerine getirmemesi, meşru kazancı haram yapmaz. 149- Bir koca eşinin namazına, orucuna, tesettürüne müdahale edebilir mi? 150- Yetişkin çocukların ibadet yapmamasından ana-baba ne derece sorumludur? "Evlilik çağına geldiğinde evlendirmek, tahsil yaptırmak ve iyi bir isim vermek çocuğun babası üzerindeki haklarındandır" buyurmuştur. Diğer bir hadisde: "Helal rızık yedirmek, atıcılığı ve yüzmeyi öğretmek ve tahsil yaptırmak çocuğun babası üzerindeki haklardandır." Başka bir hadis-de de: "Çocuklarınıza ikramda bulunun ve onları iyi bir şekilde eğiîin ki sizin bağışlanmanıza vesile olsun" buyrulmuştur. (Tecrid-i Sarih, C. 4/592) Yine çocuklara ana-babanın görevleri ile ilgili olarak Peygan-ıberimiz (S.A.V.): "Çocuklar yedi yaşına girince, onlardan namaz kılmalarını isteyin. On yaşına bastıkları halde kıimak istemezlerse onları te'dib edin ve bu yaştan itibaren yataklarını ayırın" buyurmuştur. (Riyazü's-Salihin, c. 1, 338/299) Yukarıdaki hadis-i şeriflerde açıklandığı üzere çocuklar reşit oluncaya kadar ana-baba kendisine düşen görevleri yerine getirmekten sorumludur. Büluğ çağından sonra sorumluluk, herkesin kendi-sine aittir. Ancak güzel öğüt ve sözlerle daima onlara rehberlik görevi devam ettirilmelidir. |
|
<font color=RED>“Bilginin elde edilmesi... bizi iyiye ulaştıracaktır.”[/COLOR]
|
|
Post Reply | |
Tweet |
Forum Jump | Forum Permissions You cannot post new topics in this forum You cannot reply to topics in this forum You cannot delete your posts in this forum You cannot edit your posts in this forum You cannot create polls in this forum You cannot vote in polls in this forum |