Kadir
sûresinden sonra Mekke’de inmiştir, 15 âyettir. Adını,
sûrenin ilk kelimesi olan ve «güneş» anlamına gelen «şems»ten
alır. Bu sûrede insanın yaratılışında
var olan iki özellik ele alınır: İyilik ve kötülük.
İnsanın yaratılışında, iyi olmak da kötü
olmak da kabiliyet olarak vardır.
Bismillâhirrahmânirrahîm
1,
2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. Güneşe ve kuşluk
vaktindeki aydınlığına, güneşi takip
ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında
gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu
bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona
birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini
ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran
kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan
etmiştir.
11,
12, 13, 14, 15. Semûd kavmi azgınlığı yüzünden
(Allah'ın elçisini) yalanladı. Onların en
bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında,
Allah'ın Resûlü onlara: «Allah'ın devesine ve onun
su hakkına dokunmayın!» dedi. Ama onlar, onu yalanladılar
ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları
sebebiyle onlara büyük bir felâket gönderdi de hepsini helâk
etti. (Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden
korkacak değil ya!
Allah
Semûd kavmine Sâlih Peygamber’i göndermişti. Kendisinden
mucize istediler. Allah ona pek güzel bir dişi deve gönderdi.
Bu devenin otlaklarda serbestçe dolaşması, belli bir günde
sulanması, deveye kimsenin kötülük etmemesi emredildi. Kudar
b. Sâlif adında birisi, Hz. Sâlih’i yalanladı. Sonra
deveyi kestiler. Allah, onların memleketlerini başlarına
yıktı ve onları helâk etti. Onlardan kalan harabeler
hâla mevcuttur.
|