Mekke’de
Kaf sûresinden sonra inmiştir, 20 âyettir. Adını,
ilk âyette geçen, Mekke’yi anlatan ve «şehir» anlamına
gelen «beled» kelimesinden almaktadır.
Bu
sûrede insanın yaratılışından, onun bazı
davranışlarından, insana verilen üstün vasıflardan,
o vasıfları iyiye kullanmayanın kötü âkıbetinden,
iyiye kullananların da mutlu geleceklerinden söz edilir.
Bismillâhirrahmânirrahîm
1,
2, 3, 4. Bu beldeye -ki sen bu beldedesin-, babaya ve ondan
meydana gelen çocuğa yemin ederim ki biz, insanı (yüzyüze
geleceği nice) zorluklar içinde yarattık.
5.
İnsan, hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini
mi sanıyor?
6.
«Pek çok mal harcadım» diyor.
Bazı
tefsirlere göre, âyette, müşriklerin Hz. Peygamber’e düşmanlık
uğruna yaptıkları harcamalardan söz etmelerine işaret
olunmaktadır.
7.
Kimse onu görmedi mi sanıyor?
8,
9, 10. Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona
iki yolu (doğru ve eğriyi) göstermedik mi?
11,
12, 13, 14, 15, 16. Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.
O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık
gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç-açık
bir yoksulu doyurmaktır.
17,
18. Sonra iman edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye
edenlerden ve birbirlerine acımayı öğütleyenlerden
olmaktır. İşte bunlar sağdakilerdir.
Kur’an’da
geçen «sağdakiler» ve «soldakiler» tabirlerinin anlamı
için Vâkıa sûresi, 8, 9, 16. âyetlerin açıklamasına
bakınız.
19,
20. Âyetlerimizi inkâr edenler ise işte onlar
soldakilerdir. Cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı
kapatılmış bir ateştir.
|